2 Ekim 2015 Cuma

Martılar çığlıklarını göklere ulaştırmadan daha, Beyaz frezya güzel kokusuyla umut dağıtıyor sağa sola. Şehrin bir başka ucunda buğday tarlası renginde tenin, Gözlerin sevdiğim renklerin karışımında, Hiç değişmeyen yalnızlığın geliyor aklıma o anda. Küçük bir tebessümüne armağan ediliyor tüm mutluluklar, Sen hala aynı deniz kenarında sönmüş bir deniz fenerine el sallıyorsun Ve saçların hala hırçın çocukları andırıyor, Gökyüzü karanlığa hasret olduğu bir ağustos ayında, Bir çoban yıldızı dudaklarında parıldıyor. Sen ise hiç değiştirmediğin parfüm kokusuyla, Yabancı bir ten'e merhaba diyorsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder