25 Nisan 2014 Cuma

EKSİK BIRAKILAN CÜMLELER İÇİN

    Hepimiz ; ya haklıyız ya da haksız , bizler ya suçluyuz ya da suçsuz.Orta yolu ararken karanlığa düşen bir avuç dolusu değişik sıfatlarla nitelendirilmiş özel isimleriz.Onlar da bizden ve belki de biz onlardan doğduk.Çok çirkin ya da yanlış isimlendirilmiş bir kelimeyiz.Biliyorum mantık hatalarım var ya da anlatım bozukluklarım , ne fark eder ki sonuçta bozulan sessizlik ya da onca bağrışmaları iki kulağın arasında hapseden yırtık bir zardan ibaretiz.Endişelenmek boşuna biliyorsunuz ,  sonunda boğaza takılan kocaman görünmez bir tasmadan başka bir şey değil.Çabalamak ; anlamı unutulmuş buna benzer milyonlarca kelime , anlamı unutulmuş lakin alışkanlık yapmış onca anlamsız kelime.Benim de fikrim var senin onun onların olduğu gibi.Asılsız ya da ispatlanabilirlik düzeyi yüksek kim bilir,  ben hariç herkes.Çünkü ben bilerek doğmadım.Ben öğrenmek için doğdum.Uzun bir zaman yok hiç birimizin uzun bir zamanı yok.Geç kaldığını ya da erken başladığını düşünme.Birçok insanla ya da tek bir insanla konuştuğunu düşünme.Ve cümlelerini eksik bırakmayı unutma , düşüncelerinin nesilden nesile yayılmasını istiyorsan eksik bırak cümlelerini , tamamlamak için uğraşanlar ve uğraşıp da tekrardan eksik bırakanlar olsun ve bitmez tükenmez eksiklikler bitmesin.Tamamlanmak için bekleyen onca şeyin olduğunu unutturmamak için sen de eksik bırak cümlelerini.


                 ‘’Saygılar benzeri olmayan sizler , bizler ve sonuç olarak hepimiz.’’

24 Nisan 2014 Perşembe

Arkadaşım

Çok derdin mi var arkadaşım
Yasla başını omzuma nasıl olsa bu da gelir bu da geçer
Çok sövesin mi var arkadaşım
Çıkar ağzından beli kırık sözcükleri
Çok mu içesin var arkadaşım
Gel bu gece şarap tarlasında sabahlayalım
Fazla geldi bunlar diyorsan arkadaşım
Azını bulana kadar durmadan çalışalım
Yoruldum diyorsan arkadaşım
Az bekle de şu köşe de nefes alalım
Anlamını duymak istiyorsan sözcüklerin arkadaşım
Kaldır elini , bak da gör ne diyor sana yine bu deli

21 Nisan 2014 Pazartesi

Kıçı kırık derviş

Gelmişine geçmişine küfreder oldu
Nasıl oldu bu iş demeden
Kendini nimetten sayar oldu
Aldı eline sazı
Gece gündüz demeden tıngırdatan da o oldu
Gelmişine geçmişine küfreder oldu
İyilik yapanı kötüleyen , kötüyü de yücelten o oldu
Tatlı konuştu el oldu , kötü konuştu mapuslarda yatar oldu
Bin dilek hakkı olsa
Diletmeyen kıçı kırık bir derviş oldu

13 Nisan 2014 Pazar

O Kadar Çığlığı Duymayanlara Gelsin

Milyonlarca kez söylendi ve yazıldı
Düşün bakalım çocukluğum
Seni şimdiki kalıba kim soktu
Özlemlerin içinde kurudu kaldı
Eline verilen ucu sivri bir kalem
Yaz babam yaz denildi
Güldün , ağladın , boş düşüncelerle kafanı bulandırdın
Kim diye sormaya bile vakit kalmadan postalandın
Elin kalktı havaya , elinden kırılan tek bir parmak
Sen mi yazdın diye karşıt düşünceleri
Falaka da gördü kör baban
Neyin algoritması bu lafta ki büyük başkan
Gece öttü kornalar
Susmak bilmedi argo dolu ağızlar
Millet memnun dediler
Birkaç kazık daha diktiler
Ne söylersen söyle kulaklarımız duymuyor diye harekette çektiler
Bulanık sudan içmeye razı oldukça
Suya çomak sokmaktan çekinmediler
Tek bir kuru ekmeğe kıçımızdan ter de eksik ettirmediler
Yazan : Sanırım yine ben sağ olsun kelimeler

11 Nisan 2014 Cuma

Mizahidir

Piramit kafalı gençlik
Çöl başında susuz kalmış bir gezmiş
Dünya derler bu yuvarlağa 
Aptal olma be bezgin

Ayağını yerden kesen yükseklik
Değil alçaldın iyice , gülme haline 
Bebek yüzlü , dar ağızlı , koca kulaklı yerden bitme dikenlik
Saçma mı geldi okuma o zaman be şerefsiz 

9 Nisan 2014 Çarşamba

Teraneden Çıkartmalar

Benim gönlümün üç tarafı denizlerle çevrili
Ulaşım zor , hava şartları ağır
Aldanma gördüğüne  , ön tarafı kara suratlı bir bodur
Tırnakları törpülü , yanakları al al , çenesi düşük çocuk
Ne konuşuyor bu dişleri elinde kalmış kadife sesli kadın 
Aranmaz her sözde geçmişten bir kahır 
Yaradana dua ettik , belki de vuslat çok yakın
Geldi çattı , gün ağırdı , ben hafif 
Millet şaşırdı bu ne biçim bir bağır.

4 Nisan 2014 Cuma

Aynı Sonuçlar

     Baktım ki bu işin doğru bir yolu yok.Yollar hep dönemeçli , nereye gitsem sonu yok ya da kapalı yol.Karar verdim sonra kendi kendime konuşarak dedim ki ; '' Sağdan vursan sola soldan vursan sağa yukarıdan vursan aşağıya aşağıdan vursan yukarıya gider bu yol , sabit kalma şansı yok '' . O yüzden de kendimi fazla yormanın mantıksız olduğu tezine vardım.Sonuç nasıl olsa herkesin ki gibi aynı..Saygılar mantık çerçevesine kendini hapsedenler ben gayet özgürüm.